O zamanlar Ankara Çankaya'da oturuyoruz. Yataktan fırladım, açtım telefonu...
Rahmetli babam, ''Oğlum sakın evden bir yere çıkma'' dedi...
Rahmetli avcı idi.
Av tüfeklerini koymuş arabasının arkasına çıkmış evden, biraz gidince askerler yolunu çevirmiş, ''Amca ne yapıyorsun, böyle tüfeklerle ortalarda?'' diye sormuşlar,
O da ava gidiyorum deyince, kibar davranıp, dön evine ordu ''İhtilal'' yapıyor demişler.
Babacığım da eve dönüp, telaşla beni aramış...
O zamanlarda ben genç bir girişimci idim, işlerimin önemli bölümüde, yurtdışında, Suudi Arabistan'da idi.
Bireysel olarak o dönemin acılarını yaşamadım.
Ticari olarak ilginç bir anım var; Darbeden önce, yolcu ve yük taşımacılığı yapmak üzere, belkide Türkiye'nin ilk özel havayolları şirketini kurma girişimim vardı.
Bu amaçla, Ulaştırma bakanlığından izin talebinde bulunmuş ve Güneydoğu Havayolları adı ile, Ankara'dan, Gaziantep, Diyarbakır ve Malatya'ya uçak çalıştırmak üzere önizin almıştım. Aynı uçaklarla geceleri de, Bağdat'a et, süt, tavuk gibi çabuk bozulabilen gıdalar taşıyacaktım.
İngiltere'den 3 adet 50 kişilik turboprop denilen kullanılmış uçak için ön anlaşma yaptım.
O zaman ''Leasing'' lafını ilk defa duymuş ve projeyi de bu yöntemle finanse etmeyi planlamıştım.
Darbeden bir hafta sonra, ulaştırma bakanlığından beni arayıp, çağırdılar.
Bir albay, bana ne bu izin diye sordu. Ben de uzun uzadıya anlattım.
Sen ne iş yapıyorsun dedi, müteahitlik şirketinin ortağı olduğumu söyledim.
Tahsilimi sordu, Mülkiye'liyim dedim.
Bana bir kızdı, ne anlarsın sen havacılıktan deyip izni iptal etti.
Tabii o dönemde yaşanan acıların yanında bu sadece matrak bir hikaye.
Ama bu ülkeye darbenin bilançosu çok ağır oldu.
O dönemin acı bilanço özeti ise şu şekildeydi;
- 650 bin kişi gözaltına alındı.
- 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
- 71 bin kişi TCK’nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.
- 98 bin 404 kişi “örgüt üyesi olmak” suçundan yargılandı.
- 7 bin kişi için idam cezası istendi.
- 517 kişiye idam cezası verildi.
- Haklarında idam cezası verilenlerden 50’si asıldı (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1’i Asala militanı).
- İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis’e gönderildi.
- 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
- 171 kişinin “işkenceden öldüğü” belgelendi.
- Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.
- 14 kişi açlık grevinde öldü.
- 16 kişi “kaçarken” vuruldu.
- 95 kişi “çatışmada” öldü.
- 143 kişiye “doğal ölüm raporu” verildi.
- 43 kişinin “intihar ettiği” bildirildi
- 388 bin kişiye pasaport verilmedi.
- 30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten atıldı.
- 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
- 30 bin kişi “siyasi mülteci” olarak yurt dışına gitti.
- 937 film “sakıncalı” bulunduğu için yasaklandı.
- 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.
- 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi.
- Gazeteciler için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.
- Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
- 31 gazeteci cezaevine girdi.
- 300 gazeteci saldırıya uğradı.
- 3 gazeteci silahla vurularak öldürüldü.
- Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.
- 13 büyük gazete için 303 dava açıldı.
- 39 ton gazete ve dergi imha edildi.
Bana göre yukarıda ki bilanço kadar ağır bir boyut daha var;
O da darbenin dışarıdan kumandalı olmasıdır…
Paul Henze’nin malum söylemi ile ''Our boys did it...'', bizim oğlanlar başardı hikayesidir...
Bu gün başlayan yargılama süreci işte bu ülke için böyle ağır ve acılı bir bilanço özetinin yargılanmasıdır.
Tabii o sürece giderken meydana getirilen ve 12 Eylül'ü haklı çıkartmak, herkes tarafından kabul görmesini sağlamak için yapılanlar da, ayrı bir facia boyutu...
Bu yargılama sürecinin, çok geç kalmış olmasına rağmen, bir daha ne sivil, nede asker tarafından kimsenin böyle bir işe kalkışmamasını sağlamasını, ders olmasını dilerim.
Kaynak URL (04.04.2012 - 22:24 tarihinde yazdırıldı): http://www.ulus923.com/12-eylul-1980-sabahi-43769n.htm