Malum, içinde bulunduğumuz günlerin konusu ''28 Şubat''.

Sinema jargonu ile, giderek de daha heyecanlı ve ilginç hale geliyor...
Hiç alışık olmadığımız biçimde medya patronları, kendi kanallarındaki canlı yayınlara katılıyorlar...
(Aslında benim başıma bir kere gelmişti, ama neyse...)
''Şerefsiz'', ''alçak'' gibi kelimeler ortada uçuşuyor...
Şartlı istifalar geliyor...
Belli ki, ciddi bir telaş ve korku var...

Biz dönelim filme;
Edgar, ABD' deki meşhur FBI ( Federal Soruşturma Bürosu) nun kurucusu ve 1972 ye kadar tepe yöneticisi olan J.Edgar Hoover'ın biyografisini anlatan bir film.

ABD'de 1920'li yıllarda, Sovyet devriminin etkisi ile artan ve şiddet de içeren, silah da kullanan komünist eylemleri izleyip önlemek için, Amerikan Adalet Bakanlığında memur olarak çalışan genç hukukçu Edgar'ın atanması, ve büronun kuruluşu ile başlıyor. FBI, 1930 lara gelindiğinde, 1929 İktisadi krizi (Büyük buhran) sonucu artan suçlara ve efsanevi Amerikan gansterlerine karşı da büyük başarılar kazanıyor.
Yaklaşık yarım yüzyıl süre, ve 6 Amerikan başkanı ile çalışınca da karışmadığı siyasi entirika yok...
Polisin henüz çağdaş araştırma yöntemleri yok. ''Suç mahalli'' denen yerlerdeki izi saptama yok...
Parmak izi vs., gibi şimdilerde dizi ve sinema filmlerinde izlediğimiz tüm yöntemlerin bulunuşunda Edgar var...
Tabii, tüm bu yaptıkları ile çok tartışılıyor.
Amerika'yı huzura kavuşturuyor, ama her türlü şantaja açık dosyalar ve özel hayatlara girerek yaptığı kayıtlar ve belge sahtekarlıkları hep onun yöntemleri...
Basın üzerinden yaptığı yönlendirmeler da cabası...

Öte yandan, ülkenin kaderine hakim olan bu şahsın, özel hayatı da bir alem...
Annesinden başka dişi tanımamış, dans etmekten korkan, işine ve görevine saplantı halinde bağlı olan biri...

Diyeceksiniz ki, 28 Şubat ile Edgar' ın ne alakası var?

Birilerinin elinde ''Edgar''ın yöntemleri ile toplanmış, görüntü ve ses kayıtları ile oluşmuş dosyalar ve belgelerle, bakanlar, hükümetler düşürülüp yenileri kurulmaya çalışılmış...

Kim yapmış ?
Niye yapmış?

Daha bilmiyoruz... Filmin yalnızca fragmanlarını gördük...

Böyle durumlarda, genellikle, bu işten kim kâr etmiş ona bakılır...

Şunu da unutmamak lazım; hiç bir şey tek nedene bağlı olmuyor.
Bir çok yurtiçi ve yurtdışı, iktisadi ve siyasi grupların menfaatleri örtüşünce bir hareket başlıyor...

Siyaseten durum belli...

Ticareten ise, o güne kadar devletten aldığı milyarlarca dolarlık teşvik ve hibeleri kaybetme tehditti altında olanlara göz atmak lazım...

Film galiba bu hafta vizyona giriyor...

 

Kaynak URL (06.03.2012 - 14:32 tarihinde yazdırıldı): http://www.ulus923.com/edgar-ve-28-subat-42897n.htm