Yazılarım
''Evde hasım olmaz''

Görünüşte onun yıprandığını anlamak çok zordur. Hiç beklemediğiniz bir anda, madeni parçalar dağılıverir. Bu duruma "metal yorgunluğu" denilir.


AKP iktidarında ''metal yorgunluğu'' emareleri başlamıştır.
Kendi atadıkları Genel Kurmay Başkanı Em. Orgeneral Sayın İlker Başbuğ Silivri'de tutukludur. Kendi yaptıkları yeniden düzenlemelerle, oluşmuş olan yargı organları, yine kendi atadıkları MİT müsteşarı Sayın Hakan Fidan'ı, basında yer aldığı kadarı ile, 'şüpheli' sıfatı ile ifadeye çağırmıştır. Bu durumu aşabilmek için sür'atle yasa değişikliğine gidilmiş ve sayın Cumhurbaşkanı jet hızı ile yasayı onaylamıştır.
Ülke güvenliğinin en önemli kurumlarının tepe yöneticilerinin durumu bu...
İzledikleri dış siyaset nedeni ile, parti içi görüş ayrılıkları zaman zaman dışa vurmakta.
En son, içlerindeki gruplardan biri olan cemaat ile yaşadıkları sorunlu durum bunun bir örneğidir. Bu durumun daha pek çok örneklerini sıralayabilirim. Ama bu gün için esas konum başka...


Bu ''metal yorgunluğu'' emarelerini gösteren AKP'ye, iktidar alternatifi olması gereken CHP, gelecek hafta bu gün çok kritik bir Tüzük Kurultayına gidiyor.


Ancak, şu an bu Kurultayın açılıp açılamayacağı tartışmalarını izlemekteyiz. Kimse tüzük tartışmıyor. Kamuoyunun ilgisi tamamen başka bir noktaya odaklanmış durumda; CHP içi taktik ve savaşlara...


İşte bu noktada, AKP' yi ''kızgınlıkla karışık kıskançlık duygusu'' içinde izliyorum...


Gerek AKP sözcüleri, gerekse cemaat adına konuştuğu bilinenler, ilk şoku atlatır atlatmaz, aralarında hiç bir sorun olmadığını anlatan demeçler veriyorlar, ve kamuoyunun da büyük bir kısmını ikna ediyorlar... Çünkü biliyorlar ki, %50 lik oy potansiyelini korumak için böyle yapmak zorundalar. Bu arada tabandaki oy potansiyeline dokunmadan, eminim ki, içten içe kozlarını paylaşıyorlardır.


Birde CHP ye bakın...


Kamuoyunun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve TBMM grup başkan vekilliğinden tanıdığı, benim ise on yıl kadar bir masa etrafında çalışmam nedeni ile, sorun çözücülüğü, yöneticiliği, dengeci ve uzlaşıcı kişiliği gibi özelliklerini yakından bildiğim,
CHP nin iki numaralı koltuğunda oturan, örgütten sorumlu Genel Başkan yardımcısı Sayın Nihat Matkap'ın tüm gayretlerine ve girişimlerine rağmen, ortalık yangın yeri...


Bu tüzük Kurultayı gündeme geldiğinden beri, dost sohbetlerinde, yazdığım yazılarda hep aynı şeyi dile getirmeye çalıştım. Yakın tarihimize bakınız, sağ partiler krizleri hep bir şekilde küçülmeden, dağılmadan atlatırlar. Sol, sosyal demokrat partilerde ise ne yazık ki hep tersi olur. Ayrıca bu yalnız bize özgü de değil. Avrupa'da da benzeri bir durum var.


Unutmayalım ki, eğer bir değişiklik olmaz ise, iki yıl sonra, 2014 de Cumhurbaşkanlığı ile yerel seçimler var... Tabii hiç belli olmaz, bu iki seçimin yanına genel seçimler de eklenebilir. CHP 'nin tek hedefi bu seçimler olmalıdır.


Bulunduğumuz coğrafi bölge olağanüstü bir hareketlilik içinde iken, Türkiye'nin çok ehil ellerde yönetilmesi lazım.
''Metal yorgunluğu'' emareleri başlamış olan AKP ile bu iş çok zor.


Benim ve pek çok CHP'linin aklından ve ruhundan geçen tarafların bir uzlaşı dahilinde işleri yürütmesidir. Tüzük gibi partinin Anayasası
niteliğinde bir metnin oylama ile değil, bir mutabakat ile oluşması gerekir. Önümüzde sadece bir hafta kaldı.


Pek ümidim yok...


9.Cumhurbaşkanımızın meşhur ''Siyasetde 24 saat çok uzun zamandır'' lafı umarım bu durumda çalışır...


Ama olmazsa, eminim ki bu zorlu sürecin sonunda hakim olan arkadaşlarımız, 2014 seçimlerine,
''evde hasım olmaz'' diyerek gideceklerdir.

 

Kaynak URL (19.02.2012 - 18:23 tarihinde yazdırıldı): http://www.ulus923.com/evde-hasim-olmaz-42393n.htm