Özyeğin Üniversitesi ve Deloitte Eğitim Vakfı işbirliği ile kurulan Deloitte Liderlik Enstitüsü, Türkiye başta olmak üzere Balkanlar, Orta Doğu, Orta Asya ve Afrika’yı kapsayan geniş bir coğrafyada liderlik eğitiminin referans noktası olmayı hedefliyor. İmza töreninde bir konuşma yapan Deloitte Eğitim Vakfı Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu Başkanı Levent Yaveroğlu, hayallerini hayata geçirdiğini ifade etti. Özyeğin Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Hüsnü Özyeğin ise Türk iş dünyasının artık tüm dünyaya lider ihraç eder konuma geldiğini anımsattı.
Konuşmaları ilgi ile dinlerken, aklım 1970'li yılların son bölümüne gitti. Türk girişimcisinin, yurt dışı müteahitlik hizmetleri ile, başta Libya, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinde iş almaya başladıkları günlere... 1979 yılında Suudi Arabistan'ın Tabuk ve Khamis Mushayt kentlerinde taşeron olarak yaptığımız, işler gözümün önüne geldi.
Nereden, nereye... Artık ''lider ihraç eder'' hale gelmekten söz ediyoruz...
Tabii ki, Türkiye inşaat taşeronluğundan, lider ihraç etmeye giden yolda, pek çok hamleler yaptı, pek çok süreçlerden geçti. Başarının yolu tek nedene bağlı olmuyor. Öyle olsa ne kolay olurdu...
Önce hayaliniz olacak, sonra şartlar oluşacak, gerekli tüm donanımınız olacak...
Tüm bunlar varsa, önce bulunduğunuz ülkeden başlayarak, liderlere gereksinimiz var.
Ülkenin lideri, kurumların liderleri, şirketlerin liderleri, şirketin içindeki birimlerin liderleri...
Hani bizim meşhur, ''Un var, şeker var ama helvayı karıştıracak olan'' nerede dediğimiz, kişi olan lider, doğuştan mı olunur, yoksa sonradan mı?
Bu büyük tartışma konusunu, Harvard İşletme Fakültesinden, Dr. Robin Denise Johnson' ın yaptığı sunum-gösteride irdelendi. Tabii, bu tartışma bu yazının yada o akşam ki konuşmaların çok ötesinde bir konu. Ama, kişinin doğuştan gelen yetenekleri ne olursa olsun, günümüzde, gerçek bir liderlik eğitimsiz olamaz, diye düşünenlerdenim. Unutmayalım ki, sadece eğitim ile de lider olunmuyor.
Türkiye'de her noktada, her seviyede ''Lider''liğe niyetlenenlerin, yalnız Türkiye değil, Balkanlar, Orta Doğu, Orta Asya ve Afrika’yı kapsayan geniş bir coğrafyayı görüş alanının içine koyması lazım. İster şirket, ister siyasi parti, ister futbol kulübü, ister sivil toplum örgütü...
Türkiye' nin içinde bulunduğu konum budur. Bu durum hem fırsatlar, hemde riskler içermektedir. Durumu iyi algılayıp, yönetemeyenler başarısızlığa mahkumdurlar.
Lider ve liderlikten söz edildi mi, Mustafa Kemal Atatürk akla gelmeden olmuyor.
Bu gün 17 Şubat.
Bundan tam 89 yıl önce, ''1923 İzmir İktisat Kongresi'' toplanmıştı.
Açılış konuşmasını yapan Mustafa Kemal Atatürk, iktisadi hayatın belirleyici önemini vurgularken ''Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar iktisadi zaferlerle taçlandırılamazlarsa kazanılacak başarılar yaşayamaz, az zamanda söner'' uyarısında bulunmuştu.
Bu ülkenin kurucusunun liderliğine, öngörüsüne gelin de hayran olmayın!
Asker kökenli bir lider, iktisadi zafer arıyor...
Hem de nerede ise bir asır evvel, hemde ülke ''fakr-u zaruret içinde'' iken... Girişimçi yok, sermaye yok, bilgi yok...
Onun pragmatik, çözüm üreten, öngörülü liderliği olmasa idi, bu günleri göremezdik...
''Deloitte Liderlik Enstitüsü''nü kuranları kutlarken, ''1923 İzmir İktisat Kongresinin'' 89ncı yılında büyük lider Atatürk'ü minnet ve şükranla anıyorum...
Kaynak URL (17.02.2012 - 14:33 tarihinde yazdırıldı): http://www.ulus923.com/liderlik-42326n.htm