Film yapımcıları! Özellikle aksiyonu bol, casus filmi yapanlar. Zira ne yaparlarsa yapsınlar canlı yayın olarak televizyonlarda izlenen olaylar varken hiç bir yapım, sinemacı jargonu ile, gişe yapmaz ya da izleyici toplayamaz.
İzlemekte olduğumuz heyecan dolu ve gerilim temposu gittikçe artan filmin sonu da pek belli değil.
Hissedebildiğimiz kadarı ile yavaş yavaş ortaya çıkan; AKP hükümeti ile bu hükümetin oluşumuna katkı sağlamış olan cemaat arasında müthiş bir çatışma başlamış durumda. Bu aşamada bir taraf öbür tarafın en önemli ve yakın gelecekte en çok gereksinim duyacağı unsurlarından birini, istihbarat örgütünün başkanını hedef alınca, AKP Hükümeti tehlikeyi bertaraf etmek için derhal tehdit unsurlarını yok etti.
Bakalım diğer taraf şimdi ne yapacak?
Ama kesin olan bir şey var ki, AKP-Cemaat ilişkileri eskisi gibi olamaz. Bu da %50 civarında olan oy blokunun çatlaması demektir.
Tam da bu aşamada, bu oy blokunun çatlama olasılığının belirdiği bir anda, iktidar alternatifi olması beklenen CHP'de de ne yazık ki bir karmaşadır gidiyor...
Eğer tekrar bir değişiklik olmaz yada hukuki bir engel çıkmazsa, CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu'nun çağrısı ile yapılacak olan Tüzük Kurultayı 26 Şubat günü; 362 delegenin başvurusu ile yapılacak olan Tüzük Kurultayı ise bir ertesi gün 27 Şubat'ta toplanacak.
Tüzük bir siyasi partinin "Anayasası"dır. Nasıl ki Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının büyük bir mutabakat ile değişmesi gerektiğini hemen hemen herkes, haklı olarak bangır bangır söylemekte ise; CHP'nin Anayasası olan parti Tüzüğü için de aynı şey geçerlidir. Mümkün olabilecek en yüksek oranda partilinin Tüzük üzerinde görüş birliğine varması gerekmektedir. Aslında Kurultay da tam bu görüşlerin tartışılıp karara bağlanacağı bir platformdur. Fakat ne yazıktır ki herkes, bu Kurultayın böyle bir çalışma platformu olma yolunda değilde, bir savaş alanı olma yolunda hızla ilerlemekte olduğunun farkında... Sonunda korkarım kazananları ve kaybedenleri olacak bir Kurultay gerçekleşecek.
Sonuçta kazananlar; "Biz asla yapmayacağız..." diyecek olsalar da kaybedenleri tasfiye edecek. Hatta daha da vahimi kaybedenler gidip başka bir parti kurma işine kalkışacak. %25 civarındaki oy blokunda da bir çatlama daha yaşanacak...
Aslında ben "Tehlikenin farkında mısınız?" başlık ve 27 Ocak tarihli yazımda da buna değinmiştim.
Oysa ki ülkemiz ve bölgemizde yaşanmakta olanları göz önüne alınca, uğruna siyaset yapmakta olduğumuz yurdumuz ve yurttaşlarımız için gün ayrışma günü değil, birleşme günüdür. Herkes, yurdumuz ve yurttaşlarımız için gerekli özveride bulunabilmelidir.
Peki bu nasıl sağlanabilir?
Somut bir önerim var:
Sayın Kılıçdaroğlu Kurultay öncesinde uygun göreceği bir biçimde, eski Genel Başkanların ve Genel Sekreterlerin tüzüğe ilişkin görüşlerini ya kendilerini ziyaret ederek yada davet ederek, tek tek yada bir toplantı formatı içerisinde almalı ve ortak bir payda oluşturma girişiminde bulunmalıdır.
Ancak ortak bir payda da görüş birliği sağlanabilirse; CHP bu Kurultay'dan güçlenerek ve büyüyerek, Sayın Kılıçdaroğlu ise güçlü bir lider olarak çıkacaktır.
Dileğim böyle olmasıdır...
Kaynak URL (12.02.2012 - 15:33 tarihinde yazdırıldı): http://www.ulus923.com/chp-kurultayi-ve-bir-oneri-42096n.htm