Yazılarım
Sol ittifakın seyri

Öncelikle mevcut ittifak arayışları üzerine birkaç not düşmekte fayda var. Yerel seçim sürecine girildiğinde solda ittifakın gerçekleşmesi adına ilk somut adım, İsmail Cem'den geldi. Bir mektup yazarak sol parti liderlerine ileten Cem'e sadece SHP'den olumlu bir cevap geldiği kendisi tarafından dile getirildi.


Bu gelişmeyi takiben 4-5 Ekim tarihlerinde toplanan SHP Küçük Kurultayı solda ittifakı "tarihsel ve stratejik zorunluluk" olarak tanımlayarak hem yerel seçimlerde işbirliğinin yapılması hem de bu birlikteliğin daha uzun erimli bir projeye dönüşmesi için de gerekli çalışmaların SHP yetkili organlarınca gerçekleştirilmesi adına somut bir adım atılmasını, karara bağladı.


Bu karar üzerine SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın ve SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar bütün sol partilere SHP organlarınca alınan kararı bildirdiler. Sol partiler her ne kadar bu öneriye olumlu yaklaşım sergilese de teklifi yaşama geçirecek somut bir adım ortaya konulmadı. SHP bu öneriyle birlikte uzun süre üzerinde çalıştığı "Yeni Kentsel Düzene Geçiş" projesini de mevcut partilere iletti.


Bu projenin gerçekleşecek birlikteliğe zemin oluşturmasını isteyen ama bu projeye gelebilecek her katkının değerlendirilmesini de ilke kararına bağlayan SHP'ye ne sol partilerden ne de ittifak tartışmalarına katılan kişilerden herhangi bir eleştirinin gelmemesi, solun varolan kıraç ikliminin yansımasını oluşturuyordu. Sonuç itibarıyla SHP kendi çabasına karşılık veren bir sol parti bulabilmiş değil.


Bu noktada 23 Kasım tarihli Radikal İki'de yayınlanan Engin Önen'in makalesini irdelemekte fayda var. Sondan başlarsak, Engin Önen, solun kendini yenilemesi gerektiğinden hareketle (Bunun ne şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğine dair herhangi bir yöntem ve öneri sunmayarak), "AKP kazanır haa" saikiyle değil, solun kendi tabanının neden AKP'ye oy verdiğinin yanıtını arayarak işe başlaması gerektiğini belirtiyordu.


Her ne kadar bu sorunun yığınla cevabı olsa da, söylenebilecek şey, herhangi bir görüş ve düşüncenin ipoteğinde olan bir sosyal formasyondan bahsedilemeyeceğidir. Solun baba yadigarı bir kitlesi veya tabanı yok. Solun kendisini, gerek bireysel gerek toplumsal istemlerin içinde üreterek, bir alternatif oluşturacağı gerçeği akıldan çıkarılmamalıdır.


SHP ittifak partisi mi?
Bir parti hakkında değerlendirme yaparken, o partinin saygınlığı bir yana, yaptığınız değerlendirmeye belli bir saygınlık kazandırmak, "laf ola beri gele"den öte söyleyecek bir sözün varlık koşulunun kanıtı, yazılan konu hakkında bir araştırmanın gerekirliliğidir. Engin Önen'in SHP program ve tüzüğünü okuduğundan büyük kuşku duyuyorum. Yoksa bugüne kadar ülkemizde hazırlanan en demokratik tüzük, sol kimliğimizi dünya ve ülke gerçekleriyle ortaya koyan program olduğunu açık bir biçimde görebilirdi.


Engin Önen'in SHP'nin hazırladığı Yeni Kentsel Düzene Geçiş Projesi'ni okuduğundan da şüphe duyuyorum. Çünkü okumuş olsaydı bu projenin ülkemizde bir benzerinin olmadığını, yeni bir kent ve kentlilik olgusunun tanımlarını ve yaratılmasının imkanlarını çok açık bir biçimde görebilirdi.


Sayın Engin Önen'in SHP'nin hazırladığı Yoksulluğu Yenmek İçin Acil Plan'ı okuduğundan da şüpheliyim. Eğer okumuş olsaydı, onun deyimiyle solun kaybettiği kitlelerin (SHP bunu tüm yurttaşlarımız olarak okumaktadır) en büyük sorunu olan yoksulluğun çözümünü bulacaktı.
Bu iyi niyetli ve bütün solu kucaklayan söylemin "SHP ittifak için kurulmuş bir partidir" olgusuna indirgemek iyi niyetli bir yaklaşım değil. İyi niyet beraberinde sorumluluk getirir.


Araştırmadan, incelemeden, verilmiş beyanları bir yerlerinden kırpıştırarak "Bu parti bunun için kurulmuştur" demek, büyük bir haksızlıktır. SHP'yi büyük umut ve heyecanla kuran bizler iddia ediyoruz ki, şu an Türkiye'nin en coşkulu ve üretken partisiyiz. Kendi tarihsel sorumluluklarımızdan kaçmadan, küçük hesaplara girişmeden büyük bir projenin yaratılması çabası içindeyiz. Kimsenin haddine değildir, kurum ve kişileri küçülterek olmadık düşünceleri onlara izafe etmek.


Herkes sorumluluk içinde davranmak zorundadır.
Gelinen noktada sol partilerin, ittifak yapması her şeyden önce, solu sol adına mahkum edenlerin mahcubiyetini sağlaması bakımından önemlidir. Solun içinden gelmekle birlikte gittikçe kronikleşen ve temellendirilmesi mümkün olmayan, solu tümüyle kendi içine kapatan eleştirel dogmatizm bu ittifak sürecinde de 'bunlardan hiçbir şey olmaz' demeye getirmektedir. Hiç kimse, bu ittifakın, solun şehirlerde tekrardan dirilmesinin ve yaşam alanlarımızın kendi istemlerimiz doğrultusunda ve demokratik karar mekanizmalarıyla, katılımcı bir anlayışla yeniden düzenlenmesinin ön koşulu olduğunu unutmamalı.


Bu birlikteliğin sağlanmaması durumunda solun sürmekte olan gerilemesinin ivme kazanacağı yeteri kadar algılanamıyor mu? Çevremizde, solun birlikteliğinin kaçınılmaz olduğu, tersi durumda solun siyaset sahnesinden silineceği, kahve sohbetlerinin konusu olmuşken, bu konuyu solu daha da karalamak adına kullanan ve son süreçte 'AKP Demokrasisi'ne eklemlenen aydınlarımızın, solda ittifak için sorumluluk yüklenmesi, doğrusu, kimse tarafından beklenmiyor.
Dünyada partilerin yapılanmasına bakıldığında, aynı parti içinde farklı görüş/kanat ve unsurların varolmasının pekala mümkün olduğu göze çarpıyor.


Ancak bu modele karşı, özellikle Güney Avrupa'da Akdeniz ülkelerinde farklı görüş ve kanaatler kendilerine göre oluşturdukları partilerde, seçim ittifakları yaparak başarılı sonuçlar elde ediyorlar. Türkiye'de sol partilerin tek çatı altında birleşmeleri (SHP-CHP) herhangi bir kazanım sağlamadı. Partiler varolan bütün heyecanlarını yitirmekte, tasfiyeler gündeme gelmekte vb. birçok sorun ortaya çıkmaktadır. Partilerin kurumsal varlıklarını sürdürecekleri ve halktan gelecek farklı talepleri dillendirecekleri siyasal oluşumun (seçim ittifaklarının) Türkiye koşullarında daha geçerli olacağı görülecektir. Türkiye solu, küreselleşmeden ve AB'den yana, ulusalcı, sosyal demokrat, sosyalist vb. geniş bir alanda öncelikleri farklı politik tercihleri karmaşık ve bunun doğal sonucu olarak birleşmesi olanaksız yapılarıyla dikkat çekiyor.

 

Türkiye solunun bu olgunluğu göstererek, aynı platformda yanyana durması halkımızdan gerekli desteği alması için yeterli olmasa da önemli bir adımdır. Sol bir araya gelmekten fazlasını yapmalı. Bunun koşulu ise bir program ekseninde birlikteliği olgunlaştırıyor. Bu yapıldığında insanlara neyi vaat ettiğimizi somut bir biçimde ortaya koymuş olacağız.


Biz solun sesinin güçlü çıkması için elimizden geleni yapacağız. Solun iktidarından korkan solcuları mahcup edeceğiz. "Sol alternatiftir" söylemini yükselteceğiz.


İLHAN GÖĞÜŞ: Sosyaldemokrat Halk Partisi, Gen. Baş. Yard.