Halbuki gündemin yeni konulara hiç gereksinimi yok.
Bu sabah iyi bir dostum da olan, diş hekimime gitmiştim.
Sabah sabah canı sıkkındı.
Hayrola, dedim?!
Benden evvel ki randevusu da bir arkadaşı imiş, "Aman borçlanıp, yatırım yapma, gidişat sıkıntılı demiş"...
Benim görüşümü sordu.
Ben de, beni dinleyecek birini bulmuşken, uzun uzadıya iktisadi ve siyasi bir tahlil yapıp; çok gerekli olan ve kendisine artı gelir getireceği kesin, bir şey yoksa şu sıralar biraz beklemesini, bir yatırıma girmemesini söyledim.
Ama bu arada çok gerekli bir şeye yatırım yapması ve birde bunu borçlanarak yapması gerekiyorsa, kendi gelirinin para birimi olan TL ile borçlanmasını salık verdim.
Havalar bu günlerde yağışlı ve serin gidiyor, ama galiba aniden çok sıcak bir yaza girip kavrulacağız.
Perişan olacağız!
Sadece meteorolojik hava tahmininden söz etmiyorum, siyasi ve iktisadi olarak da.
Türkiye; batıdan, özellikle Yunanistan ve Avrupa'dan gelecek iktisadi rüzgârlar ile güneyden, özellikle Ortadoğu’daki ülkelerden gelecek siyasi fırtınalara hazırlıklı olmalı.
Zaten iç Anadolu da her an büyük bir fırtınaya hatta kasırgaya dönebilecek 28 Şubat soruşturmaları yürürken...
Neyse, bir başka gün bu konuları irdeleriz.
Dönelim başlıkta ki konumuza...
Ufukta bu kadar kavurucu sıcaklar, fırtınalar, kasırgalar varken nereden çıktı sezaryen ve kürtaj?!?
Sezaryen, doğumun doğal olmadığı durumlarda karın ve rahmin kesilerek bebeğin alındığı cerrahi bir işlemdir.
İsmini Romalı lider Jül Sezar'ın annesi Aurelia Cotta'nın benzer bir yöntemle Sezar'ı doğurmasından alır.
Kürtajın kelime anlamı ise, kazımaktır.
Ama burada adı geçen Kürtaj ile halk arasında küçük hamileliklerde rahim içerisindeki ceninin tıbbi müdahale ile alınması kastedilmektedir. Kürtaj ayrıca teşhis amaçlı da yapılabilir. Rahim iç duvarından kazınarak örnek alınıp incelenmesi de kürtaj olarak adlandırılır.
Bana göre, diş hekimi dostuma borçlanmaya ilişkin söylediğim gibi, çok gerekli olmadan bu her iki işlem doğru bir şey değildir.
Ama etraftan duyuyorum, kimi hekimlerin gereksiz yere sezaryen doğumu teşvik ettiklerini...
Anlaşılan kliniklere ve kadın doğum hekimlerine daha fazla gelir getiren bir şey.
Kürtaj konusunu her halde doğum kontrol yöntemleri bu kadar gelişmişken, doğum kontrolü için kimse kullanmıyordur diye düşünüyorum.
Ancak sezaryen ve kürtaja bir gereklilik varsa, buna da karşı çıkılamaz.
Bireysel özgürlüklere bu kadar önem verdiğimiz bir dönemde bunları yasaklamaya kalmak, tartışmasız kabul edilemez.
Gerekliliği de saptayacak olan mevcut kurallar ile hamile olan kadının kendisidir.
Bu konuda yeni bir tartışmanın gereği yoktur.
Biz Mormon muyuz ki, bu konunun üzerinde tekrar kafa yoracağız?!
Esas korkmamız gereken aklını, vicdanı, insanlık duygularını bir çeşit sezaryen ya da kürtajla, aldıranlardır!
AKP'nin dünkü gösterişli ve görkemli (ama içeriksiz) İstanbul İl Kongresinde, Sayın Başbakan önemli mesajlar verdi.
Adeta reklamcıların jargonu ile "teaser", sinemacı jargonu ile "fragman" sözleri, başlıkları söyledi...
Ben gazeteci olmadığım için üstüme alınmadım, ama kimi gazetecilerin "tasma"larından söz etti...
Eskiden "milli", şimdi "uluslararası" ellerden söz etti...
Arkasından neler geleceğini çok büyük bir merakla bekliyorum...
Ama esas, bu ülkede aklını, vicdanını, yurtseverliğini sezaryenle aldıranları ve alanları bulup, bunu önlemek lazım!
Kaynak URL (28.05.2012 - 21:11 tarihinde yazdırıldı): http://www.ulus923.com/sezaryen-kurtaj-47859n.htm