Bense onların aksine, pek çok konu ile ilgili olarak “Ah keşke, Yunanistan gibi olsaydık” diyorum.
Kişi başına gelir onlarda 27 bin ABD doları… Bizde14 bin … Yaklaşık iki katı.
Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan İnsani Gelişme Endeksine (İGE) göre Yunanistan 22. sırada, Türkiye 79.
2002-2008 arası büyüme; onlarda %6.6, bizde %6. Yani bizden %10 fazla…
11 milyon nüfuslu Yunanistan’da işgücüne katılım %53, bizde ise bu oran %48.
En yüksek istihdam eğitim, sağlık, belediye gibi kamu hizmet kesiminde.
Yani “sosyal devlet” komşuda güçlü, milli gelirin yüzde 40’ı kamu tarafından yaratılıyor ve bundan vazgeçilmesi de istenmiyor.
Yunanistan’ı bu günkü duruma getiren kamu borçlarının yüksekliği.
Yunanistan’ın 356 milyar Avro’luk kamu borcunun üçte biri son 3 yılda oluştu.
Bu borcun, son 3 yılda Yunanistan’ın büyümesine gitmiş bir kaynak olmadığı açık.
Demek ki, bu paralar bilinmedik bir yere gitmiş.
Yunan halkını da çileden çıkaran bu!
Hem ekonomi büyümedi, hem de borçlar üçte bir oranında katlandı!
2012 başında, alacaklıların dayattığı kararları almak ve yürütmek üzere teknokratlardan oluşan bir hükümet iş başı yaptı.
Demokrasinin doğduğu yer olan Atina’da, demokrasi öldü!
Ortalık karmaşa ve alevlerden geçilmez oldu.
Nisan ayında yapılan seçimlerde ortaya çıkan siyasi tablo, çözüm olamadı.
Şimdi 17 Haziran’da yeniden seçime gidiliyor.
Geçen seçimde Birleşik Solun Partisi, Syrizia’nın %17 oy oranı ile ikinci olması, PASOK ve Yeni Demokrasi’nin Yunan halkının gözünden düşmesi, 17 Haziran’da nasıl bir sonuç doğurur bilinmez, ama Tsipras’ın birinci olup hükümeti kurma olasılığı ciddi biçimde var.
Syriza’nın lideri Alexis Tsipras’ın bir kaseti filan çıkmaz da iktidara gelirlerse, uygulayacakları politikayı şöyle açıklıyor;
• En azından son üç yılın borçlarının geri ödenmesiyle ilgili kredi verenlerle sert bir müzakere.
• Biriken borcun yüksek faizi ve iş çevrelerinin yüksek kârlarının ve diğer tasarruf araçlarının vergilendirilmesi ve silahlanma harcamalarının keskin bir şekilde azaltılması.
• Aynı zamanda iş ve ücretlerin desteklenmesiyle talebin uyarılması, zayıfların korunması ve borçlu haneler ve küçük işletmeler için kredilerin düzenlenmesi.
Tüm bu yapılacaklar ekonominin yeniden harekete geçmesi ve krizden çıkış için temel oluşturabilir. Tsipras’ın eli çok güçlü.
Alacaklılara ben Avro’dan çıkıyorum der ve moratoryuma giderse, İspanya, Portekiz, İtalya ve İrlanda topun ağzında.
Sonrasında AB ne olur, dünyanın iktisadi dengeleri yeniden nasıl kurulur belirsiz…
Onun için Tsipras’ın, isteklerini kabul etmek belki daha ucuza gelir, ama o zaman da, diğer borçlular da yan çizmeye başlar.
Yani, yine iktisadi düzen alt-üst!
Neo-liberal iktisadi sistem her durumda sıkıntılı bir sürece girer, çökmeye başlar mı bilinmez…
İstermisiniz, demokrasinin beşiği, batı uygarlığının başlangıç noktası, Yunanistan bu sefer, “Post neo-liberal düzenin” beşiği, başlangıç noktası olsun?
Kaynak URL (24.05.2012 - 23:47 tarihinde yazdırıldı): http://www.ulus923.com/yunanistan-gibi-oluruz-ha-47614n.htm