Seçim Öncesinde Anketçileri, Seçim Sonrasında Halkı Suçlamak
Her ne kadar 10 Ağustos akşamı, yeni seçilen 12nci Cumhurbaşkanı'mız balkon konuşmasında, “Bu seçimin kaybedeni yok!” demiş olsada, bu seçimin kazananları aslında sadece 2 kişidir; Recep Tayyip Erdoğan ve Selahattin Demirtaş!
Net olarak 2 kişi de, bu seçimin kaybedenler kulübündedir; Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli!!!
Seçim gecesi, sonuçları büyük bir sıkıntı ve üzüntü ile çok yakın bir arkadaşım ile takip edip, neden böyle sonuçlandığına ilişkin değerlendirmeler yaparken, arkadaşım beni;
“Bırak şimdi bu seçim sonuçlarını, genel seçimler için hemen düşünmeye başlanmalı” şeklinde uyardı...
Aslında sakinleşince düşündüğümde, kendisinin çok haklı olduğunu farkettim.
En geç Haziran 2015'de yapılacak olan Genel Seçimler, belki de baskın ve erken bir biçimde önümüzdeki birkaç ay içinde yapılabilir.
O zaman ne yapmalıyız?
Önce bu seçimleri doğru şekilde analiz etmeliyiz!
YSK verilerine göre; kayıtlı 55 milyon 692 bin 841 seçmenden, yaklaşık 14 milyon 409 bin 68'i oy kullanmazken, 737 bin 871 oy da geçersiz olarak sayıldı.
Yani, 30 Mart Yerel Seçimlerinde yüzde 89 olan katılım oranı, bu seçimde yüzde 74,12'ye düştü.
Aslında son 12 yılın en düşük katılım oranı!
Rakamlar üzerinden konuşulduğunda, yaklaşık 15 milyon seçmen'in bu adaylardan hiçbirini benimsemediği, özümsemediği anlaşılıyor!..
Oy vermeye değer bulmamış!
Demek ki, aday saptamasında çok açık, çok bariz bir hata var!
Alınan oylar ise şöyle;
Recep Tayyip Erdoğan % 51,79 21.260.000
Selahattin Demirtaş % 9,76 3.958.510
Ekmeleddin İhsanoğlu % 38,44 15.587.132
Son yerel seçimler ile karşılaştırıldığında; R.Tayyip Erdoğan hem mutlak olarak hemde oran olarak oylarını artırmış olmasına karşın, CHP+MHP+10 partinin Çatı adayı hem oran olarak, hemde mutlak olarak çok ciddi düşüş yaşamış olduğu görülüyor.
HDP adayı Selahattin Demirtaş’ın oylarında ise, hem oran hemde mutlak olarak çok önemli bir artış olduğu gayet açık!
Sayın Demirtaş’ın bu oyları nereden aldığı konusu da bence gayet net olarak ortada aslında.
CHP’nin sol-sosyal demokrat kesiminin oyları ile arttırdı oylarını.
Sonuç olarak; bu seçimin tek kaybedeni olarak ortaya çıkan, çatı adayı!
Sayın İhsanoğlu önerisi hatırlanacağı üzere, CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu tarafından yapılmış idi.
Bu öneri öncesinde, CHP’nin hiçbir karar organında tartışılmadığını, irdelenmediğini bir kez daha hatırlatmak isterim.
Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu aday önerisini "tüm riskleri alarak" kendisinin yaptığını da çeşitli basın kuruluşlarına yaptığı açıklamalardan öğrenmiştik.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun, seçim ertesi ilk yaptığı açıklamalarda;
"Bu seçimin galibi Erdoğan değildir. Sayın İhsanoğlu ve Sayın Demirtaş'tır",
"Bugün seçim olsa, yine CHP’nin adayı olarak Sayın İhsanoğlu’nu gösterirdim",
derken, yaşanan yenilgiye mazeret olarak;
"Rakamlar şunu gösteriyor. Tatilciler, boykotçular, diğer sandığa gitmeyen insanlar..."
“O araştırma şirketleri bu yaptıkları hareketle demokrasiye ihanet etmişlerdir.”
şeklindeki beyanlar ile kendi "riskli" aday önerisini gözardı ederek faturayı, hem demokrasinin vazgeçilmez unusuru olan halka, hemde yıllardır büyük başarı ile çalışmalarını bilimsel çerçevede gerçekleştiren kamu araştırma şirketlerine kestiğini büyük bir hayret ve şaşkınlık içerisinde gördüm.
Bu hayret verici açıklamaları gördükten sonra, seçim sonuçlarını beraber izlediğim arkadaşımın “ önümüzdeki maçlara bakalım” tadında, söylediği sözler aklıma geldi.
Eğer biz önümüzdeki maça, yani 2015 genel seçimlerine, bu teknik direktörle çıkarsak, üzülerek size söylemeliyim ki maçı daha baştan kaybederiz.
Seçim öncesi anketçileri, seçim sonrası halkı suçlayarak hiçbir yere varılamaz!
11.08.2014