Yazılarım
“Özel İstek Üzerine” Cumhurbaşkanı Adayı

 
Yerel seçimlerden beri gündemimiz Cumhurbaşkanlığı seçimleri iken, Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya yine kan gölüne döndü...
 
 
Böyle kanlı bir bölgede bütün ümidimiz,
 
 
Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefetin; AKP’nin tehlikeli gidişatına engel olabilecek, Cumhuriyetin temel değerlerine bağlı ve sosyal demokrasinin evrensel ilkelerini esas alacak bir Cumhurbaşkanı adayını ortaya çıkarabilmesiydi.
 
 
 
 
CHP Genel Başkanının yaklaşık bir buçuk aydır sürdürmekte olduğu temasları büyük bir ümit ve heyecanla izledik.
 
 
İlk önce CHP il başkanları toplantısını yaptı. İl başkanlarından kimin cumhurbaşkanı olmasını istediklerini yazmalarını istedi. İl başkanları da gönüllerinden geçen 3 ismi yazarak bir kutuya attılar.
 
Ardından,
 
CHP milletvekilleriyle toplantı yaptı... Kimi Cumhurbaşkanı olarak görmek istiyorsunuz diye sordu, milletvekilleri kimi aday görmek istiyorsa yazdı.
 
 
CHP parti meclisini topladı... Kimi Cumhurbaşkanı görmek istiyorsunuz diye sordu, PM üyeleri de kimi görmek istiyorlarsa o ismi yazıp verdiler.
 
 
CHP’li Belediye başkanlarını, adı Cumhurbaşkanı adayı olarak geçen Yılmaz Büyükerşen’in belediye başkanı olduğu Eskişehir’de misafir etti ve gene aynı soruyu sordu… Belediye başkanları da kimi Cumhurbaşkanı olarak görmek istiyorlarsa, dileklerini ilettiler.
 
 
***
 
 
Hepimizin takip ettiği süreçte Kemal Kılıçdaroğlu, CHP içi yaptığı toplantılara paralel olarak, Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı diye başka bir görüşme trafiği de başlattı.
 
 
MHP ile görüştüler…
DSP ile görüştüler…
BBP ile görüştüler…
BDP ile görüştüler…
HDP ile görüştüler…
İP ile görüştüler…
SP ile görüştüler…
 
***
 
Sendikalarla görüştü…
 
 
Türk-İş, DİSK, KESK, Hak-İş, Memur-Sen, Kamu-Sen’le görüş alışverişi yaptılar...
 
***
 
 
İş dünyasıyla görüştü…
 
TÜSİAD’la, MÜSİAD’la, TUSKON’la, Odalar ve Borsalar Birliğiyle konuştular…
 
***
 
 
Barolar birliğiyle görüştü…
TBMMOB ile görüştü…
Tabipler Birliği ile görüştü…
Esnaf örgütüyle görüştü…
 
***
 
Sanatçılarla, aydınlarla, gazetecilerle görüştü…
 
***
 
Azınlık temsilcileriyle görüştü…
Alevi örgütleri ve temsilcileriyle görüştü…
 
***
 
Her görüşmeden sonrada “Sizin önerileriniz doğrultusunda, halkımızı kucaklayan bir Cumhurbaşkanı adayı belirleyeceğiz!” dedi.
 
 
 
 
Görüşmeler maratonu sonunda, 16 Haziran’da MHP’ye gidip adayımızı sunacağız açıklamasını yaptı.
 
 
16 Haziran sabahı Parti Meclisi yapıldı. Fakat kimi aday olarak önereceği Parti Meclisin’de dahi tartışılmadı!
 
 
Parti Meclisi üyeleri de (CHP Tüzüğüne göre Kurultaydan sonraki en yetkin organ) kalkıp “Kimi önereceksin Sayın Genel Başkan? Önce bize bir söyle, tartışalım ondan sonra götür.” demediler!
 
 
Gerekçesi ise; Tüzük’de Cumhurbaşkanı adayına ilişkin hükmün olmaması!
 
 
Cumhurbaşkanı’nı ilk defa halk seçiyor ya!
 
 
Onun için düşünülmemiş!
 
 
 
 
Sonra MHP ile çatı adayını saptamaya gidildi.
 
 
Bu süreçte MHP’de benzeri çalışmaları yapmışdı.
 
 
MHP ile yaptıkları yarım saatlik toplantıdan çıkarken kameraların karşısına geçip bir buçuk aydır yürüttükleri yoğun temasların sonucunda buldukları adayı açıkladılar;
 
 
 
Prof.Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu!
 
 
 
Şahsen önce şaka sandım,
 
 
Fakat gayet ciddi oldukları anlaşıldı…
 
 
 
 
Gül-Erdoğan ikilisinin büyük gayretleri ile İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri olan İhsanoğlu’nun saygınlığı, İslami bilgisine diyecek hiç lafım yok.
 
 
Ama CHP seçmen profili ile hiçbir alakası yok!
 
 
MHP seçmen profili ile ne kadar alakalı olduğu ise tartışmalıdır.
 
 
Peki gerçekleştirilen onca görüşmeler silsilesinde acaba kim önermişti İhsanoğlu’nu?
 
 
CHP İl Başkanlarımı?
 
MYK üyeleri mi?
 
Milletvekilleri mi?
 
Dolaştıkları diğer siyasi partiler, STK’lar, sendikalar, sanatçılar mı, kim?
 
 
 
Bakıyorum kimseden ben önerdim, biz önerdik diyen yok!
 
CHP’liler ile konuşuyorum, nasıl buldunuz CHP’nin İhsanoğlu’nu önermesini diye soruyorum.
 
Parti içi nedenlerle veya başka gerekçe ve korkularla hareket eden çok az sayıdakiler hariç, şu ana kadar memnun olanı, beğeni ile karşılayanı görmedim.
 
Partimizin tarihine, felsefesine, tüzüğüne, programına uygundur diyen görmedim.
 
 
 
Diyorlar ki;
 
CHP’nin adayı böyle yaşamı boyunca siyasal İslam ile haşir neşir olmuş, El-Ezher’den, Kahire’li biri olamaz! (Her konuda ABD’yi örnek vermeye bayılanlara küçük bir not, ABD doğumlu olmayanlar Başkan olamaz.)
 
Yurttaşlarımız, seçmeni siyasal İslam’ın iki adayı arasına nasıl sıkıştırırsınız diye ateş püskürüyorlar!
 
Oy vermeyiz, boykot ederiz lafları gırla gidiyor…
 
Bende çok merak ediyorum;  onca temastan sonra,  CHP tabanından da önerilmeyen, kabul görmeyen, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu kim önerdi?
 
Adına bile dilimizin zor döndüğü bu kişiyi, bir buçuk aydan az bir sürede, 10 Ağustos’a kadar seçmene nasıl tanıtacaksınız? Nasıl beğendireceksiniz?
 
Yoksa siz, bile bile seçimi kazanmasın, adaylıkta tereddüt geçiren Erdoğan’ın eli rahatlasın, mutlaka Cumhurbaşkanı adayı olsun diye mi böyle bir seçim yaptınız?
 
 
 
Sorular çok…
 
Ama ben şu an, en çok bu adayı size kim ve ne amaçla önerdi onu merak ediyorum!
 
 ***
 
Eskiden şarkılı gazinolar vardı…
 
O gazinolara da şarkıcılar gelirdi …
 
Bazı şarkıcılar iyi olmasa da,  yağlı müşterilerden gelen talep ile “Özel istek üzerine” getirilirdi.
 
Bunu da reklam afişlerinde yazarlardı; “Özel istek üzerine” getirdiğimiz ünlü şantöz filanca şeklinde...
 
 
 
Diyorum ki; burada da acaba etkin birilerinden “özel istek” durumu mu var?
 
Öyle ya, konuşup danıştıklarından, partililerden kimse biz istedik demiyor!
 
Özel istek üzerine, Türkiye Cumhuriyeti’nin 12nci Cumhurbaşkanlığına gösterilen kişinin adaylığını CHP’liler kabul etmez, edemez...
 
MHP’li sözcüleri de dinliyorum, onlar da mahcup bir tavırla yaklaşıyorlar, aday CHP’nin diye topu taça atıyorlar…
 
Bu tiyatronun yapımcısından yazarına, oyuncusundan emeği geçen, katkısı olan herkes derhal ortaya çıkarılmalıdır, gereği yapılmalıdır!
 
CHP bu talihsiz lekeden derhal temizlenmelidir!
 
18.06.2014