Biz hep ESAT diye bilirdik, aramız bozulduktan sonra ESED oldu.

 

Hangisi doğru bilmiyorum da ondan!

 

Ama bildiğim bir şey varsa, artık Beşşar'a veda zamanı'nın geldiğidir.

 

En çok arkasında duran Rusya'da artık ondan vazgeçti.

 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ekim ayında yapılması planlanan, ancak rahatsızlığı nedeniyle ertelenen, kritik Türkiye ziyareti dün (03/12/2012) gerçekleşti.

 

"Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği" toplantısı için, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dahil, altı bakanıyla İstanbul'a gelen Putin'in bel ağrısı ve Lavrov'un elinin kırılması işin magazinsel boyutuydu...

 

Önemli olan tarafı ise, tek kalemde en büyük yatırım olan 20 milyar dolarlık Mersin Akkuyu Nükleer Santrali işi ile Türkiye'nin Rusya'ya olan ihracat hacminin 30 milyar dolardan, 100 milyar dolara taşınmasını sağlamak için bir dizi anlaşmaların imzalanması oldu.

 

İki ülke arasında gelişen ekonomik ve ticari ilişkiler ile özellikle enerji alanındaki ortaklıklar, doğal olarak pek çok siyasi sonuçlarda doğuracaktır.

 

İki ülke karşılıklı olarak bağımlı hale gelmektedir.

 

Ortadoğu'nun yeniden tasarımlanmakta olduğu bu süreçte, Türkiye ve Rusya'nın paralel hareketinin her iki tarafa da yararı büyüktür.

 

Putin'in gecikmiş ziyaretinin en açık ve net siyasi sonucu da Rusya'nın Esat'a  ve yönetimine açık açık karşı olduğunu söylemesi oldu.

 

Netleşmemiş konu Esad sonrası.

 

O da yakında netleşir.

 

Zira, Suriye'deki muhaliflerin kontrolünün arttığına ilişkin pek çok ve çeşitli kaynaklardan gelen haberleri basında bulmak mümkün.

 

Türkiye'deki ilgililerin, siyasilerin hesaplarını yaparken, Beşşar'a veda zamanının geldiğini göz önüne almalarını salık veririm.