Bu sefer ise "Millet'e Hizmet Yolunda" isimli TV programındaki konuşmasında "serden", yani başından vazgeçmeye hazır olduğunu söyledi!
Oysa kimsenin kendisinden böyle bir beklentisi ya da talebi yok.
Tam tersine Allah ona uzun ömür versin, sağlıklı bir biçimde görevini yapsın.
Türkiye'yi kazasız-belasız yönetsin, zamanında seçimlere götürsün.
Nedir görevi; Barış içinde yaşayan, refahı artan, gelecek korkusu olmayan, her türlü endişeden uzak, mutlu insanların yaşadığı bir Türkiye!
Peki durum böyle mi?
Korkarım ki değil!
Geçtiğimiz hafta, Kayseri ve Bursa kentlerimizi ziyaret ettim.
Pek çok yurttaşımız ile görüşme olanağım oldu. Tepki büyük ve giderek artıyor...
Kimse barış karşıtı değil...
Ama kimse bir parçalanma ya da, parçalanmaya gidecek bir yola girilmesini de istemiyor.
Yüz yıl önce bu topraklarda yaşanmış travma insanlarımızın genlerine işlemiş!
Yarınlarını görebilmek, yarınlarından emin olmak arzusundalar...
"Silahları gömünde gidin", "Güçlü bir Türkiye'de eyalet sistemine geçilir" filan gibi laflar içi boş, belirsiz olduğu için asap bozuyor!
Devlet düzeninde kimse silahları gömünde gidin diyemez.
Olsa olsa silahları güvenlik güçlerine teslim edin diyebilir!!!
Ayrıca birilerinin Sayın Başbakan'a, Osmanlı devleti'nin 1864'de dağılmasına ve eyaletlerin daha kolayca kopmasına neden olan "Beylerbeyliği" sistemi yerine, daha merkeziyetçi "Vilayet sistemi"ne geçitiğini anlatması veya hatırlatması lazım.
Türkiye gerçekten bir bilinmezliğe doğru gidiyor. Yurttaşlarımız, AKP'ye oy vermiş olanlar dahil huzursuzlar!
Yarın, Türkiye nasıl bir Anayasal düzene geçilecek bilen yok.
AKP'nin "Kürt sorunu"na ve çözümüne ilişkin bir tek sayfalık bile bir programı, raporu, çalışması yok.
Bakmayın siz CHP'ye çamur atmalarına, CHP'nin 1989'dan beri konuya ilişkin sayfalar dolusu raporları, çalışmaları var.
Görüşü var.
Çözüm önerileri var!
AKP'nin ise; "Analar ağlamasın", "akan kan dursun" gibi kimsenin tersini söyleyemeyeceği lafların dışında hiçbir sözü yok...
Varsa bilen biri, lütfen bana söylesin!
Öte yandan, iktisadi açıdan; 2012 yılında kaydedilen büyüme, Orta Vadeli Program'da (OVP) öngörülen yüzde 3,2'nin gerisinde kalarak 2,2 olarak gerçekleşti. Yani kişi başına 38 dolarlık bir artış oldu. Siz bakmayın açıklanan büyük kârlara, satılan lüks konutlara, arabalara, teknelere...
Gelir dağılımı çok bozuk olduğu için oluyor tüm bunlar...
Türkiye'deki ailelerin %93ünün aylık geliri 2500TL. nin altında bir gelire sahip. Onların alakası yok bu satışlarla... (Bkz. http://www.ulus923.com/13/56838/0/gozden-kacirilan-bir-iktisadi-gercek.html)
Ranta, inşaata dayalı ekonomiden üretime ağırlık veren ekonomiye geçişi ve hakça bir gelir dağılımı sağlanmadıkça bu düzen böyle gider...
Bunun da doğal sonucu daha düşük istihdam ve artan işsizlik olacak.
Geleceği belirsizliklerle dolu, refahı artmayan, endişeli ve mutsuz insanların yaşadığı bir Türkiye'ye doğru gidiş, yurttaşlarımızı rahatsız etmektedir!
Bu durum Sayın Başbakanı "Serden" etmez ama koltuğundan edebilir.
Benden söylemesi!