törenindeki konuşmasından söz ediyorum...
Diyor ki; "Fevkalade bir hâl olmadıkça, gökdelen dikilmesin", "Zemin artı 4, zemin artı 5... Üzerine çıkmamalıyız... " insanoğlu toprağa yakın yaşamalı. Çocuklarımızın rahat rahat inip çıkabileceği konutlar inşa etmeliyiz"
Aynen Sayın Başbakanımızın dediğine katılıyorum...
Tabii bu konu yalnızca çocukların rahat inip çıkması bağlamında da değil!
Yedi tepeli güzelim İstanbul'un silüeti bozulmamalı, tarihi değerleri, doğal güzellikleri korunmalı. Şehircilik konusunda uzman kişilerin yaptığı planlar uygulanmalı, alt-yapı, ulaşım göz önüne alınmalı... Bu listeyi uzatmak olanaklı...
Peki, İstanbul'daki fiili durum ne?
İstanbul'un silüeti yok oldu. Asya tarafından, Avrupa yakasına geçerken köprünün üstünden bir bakın...Ya da tersine Avrupa tarafından Asya yakasına... Görüntü devasa gökdelenlerden geçilmiyor, silüet hak getire!
Tarihi ve doğal güzellikleri perişan edildi.
İnanmazsanız Haliç'e yapılmakta olan geçişe bir bakın... Tarihi yarım adadaki, tarihi eserleri nasıl etkiliyor...
Daha kolayı, Google'a " İstanbul'un siluetini bozan gökdelenler" yazın karşınıza çıkan fotoğraflara bir bakın!
Ne yol yetiyor, ne diğer alt yapı... Hele yapılmakta olan ve henüz içi boş olan gökdelenler de dolsun, o zaman daha da yetmeyecek...
İstanbul'da bir yerden diğer bir yere gitmek şimdiden, saatler alıyor!
Oysa İstanbul 20 yıl önce böyle değildi...
Tek bir gökdelen yoktu, AVM' lerin durumu da böyle değildi ...
Sanmayın ki, gökdelen karşıtıyım...
Tabii ki yapılabilir de, ama uygun yerler olmalı! Bir tasarım, planlama sonucu olmalı...
Kentin merkezine değil... Ayrı bir bölgeye...
Dünyada bunun başarılı uygulamaları hep böyle oldu.
Alış-veriş Merkezleri için de aynı şey söz konusu...
Her mahalleye bir alış-veriş merkezi yapmak, hem mevcut dükkan-esnaf dokusunu öldürüyor, hem de ulaşımı engelliyor!
Sosyal dokuyu da değiştiriyor.
İşin estetik boyutu da başka bir sorun...
Geçtiğimiz günlerde ölümünün 485nci yılı nedeniyle andığımız Mimar Sinan'ın eserlerini kopya etmekten öteye ön görüsü olmayan kişilerin eline emanet bu sorun da!
Peki, kim yaptı tüm bunları?
Kim İstanbul'u 20 yıldır idare ediyor?
Bir düşünün lütfen!
1994 yılında İstanbul'a belediye başkanı seçilmiş olan kimdi?
Ondan sonra aralıksız kim yönetti İstanbul'u?
Hani geçenlerde helikoptere binip, sanki işin uzmanı imiş gibi İstanbul üzerinde tur atıp, 3. Köprü şuraya yapın, 3. Havaalanını buraya yapın diyen kimdi?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına bağlı, İstanbul Metropolitan İmar Bürosunu kurup, 600 uzman çalıştırıp İstanbul İmar planlarını yaptıran, sonra o planı çiğneyen kimdi?
Yanıtı biliyorsunuz!
Recep Tayyip Erdoğan ve partisi AKP...
Onun için şaka gibi geldi Gaziosmanpaşa'daki sözleri!
Neyse gelecek sene bu zamanlar yeni yerel yöneticilerimizi seçmiş olacağız...
Unutmazsınız bu şakayı değil mi?