Yazılarım
Sürpriz Seçim

Tabii tek başına seçimin olması demokratik bir sistemin olduğunu da göstermez.

 

Amacım, demokrasi ve seçim üzerine bir şeyler söylemeye çalışmak değil, güncele dair bir değerlendirme yapmaya çalışmak.

 

Sayın Başbakan'ın ABD gezisi sırasında gündeme ilişkin soruları yanıtlarken; Anayasa konusunda, "Ben de umudumu yitiriyorum, şayet sonuç alınmazsa C planı olur. Biz kendi taslağımızı sunacağız. Bizim 326 milletvekilimiz var. Biliyorsunuz kapalı oylama olacak. Belki arada parti baskısına rağmen civanmertler çıkar. Referanduma gideriz sayıyı bulabilirsek. 2014'te 3 seçim gelebilir." şeklinde açıklamalarda bulundu.

 

Sayın Başbakan'ın bu sözleri sanki yepyeni veya beklenmedik bir şeymiş gibi günlerce siyasetçiler,  kanaat önderleri ve medya mensupları tarafında konuşuldu, dallandı budaklandı...

 

Muhalefet tarafında ise;

 

CHP'nin her zaman seçime hazır olduğunu dile getiren Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, seçim konusunda Başbakan'ın önerisine CHP olarak destek verdiklerini belirtti. Tekin, "Yerel seçimle genel seçimi 30 Mart'ta yapalım" şeklinde bir öneri getirdi.

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise;, gelecek yıl "üç seçim olabileceği" ile ilgili "Milliyetçi Hareket Partisi yapılacak her seçime hazırdır. Biz parti olarak, vehimleri devireceğiz, korkuları yıkacağız, iftiraları kıracağız, kuşatmayı yaracağız ve karamsarlığı gerileterek Allah'ın izniyle iktidar olacağız" diye konuştu.

 

BDP Eş-Başkanı Selahattin Demirtaş da, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın 2014'te 3 seçimin yapılabileceği sözlerine karşılık "Biz hazırız" mesajı verdi. "BDP olarak biz tek başımıza anayasa yapmaya gücümüz yetmez, bu durumda başka bir uzlaşma arayışı içerisinde olmaktan kaçınmayacağız" dedi.

 

T.C Anayasasının 127nci maddesi, yerel yönetim seçimlerinin zaten beş yılda bir yapılmasını emreder. En son 28 Mart 2009'da yapılan seçimler, en geç 28 Mart 2014'de yapılacaktır. Sayın Abdullah Gül, Cumhurbaşkanlığı'na 28 Ağustos 2007 tarihinde seçilmiş idi. Onunda görev süresi 28 Ağustos 2014 tarihinde dolmuş olacak. Süresi dolmadan yenisinin seçilmesi ise yine Anayasamızın âmir hükmü...

 

Dolayısıyla, bu iki seçim için sürpriz bir durum yok! 2014 yılında yapılacağı herkes tarafından biliniyor, ortada tartışılacak, konuşulacak bir şey yok ki!

 

Anayasa değişikliği konusunda, halk oylaması zorunlu gibi gözüküyor. Bilindiği gibi, Anayasa değişikliği yönünde yapılacak teklifilerin, TBMM'de 330-367 arası bir oy alması durumunda halk oylamasına (referanduma) sunulması gerekmekte. 367'den de fazla oy almış olsa dahi, Cumhurbaşkanı isterse, yine halk oylamasına sunabilir. Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'ın da bu yönde bir değerlendirmesi zamanında olmuş idi.

 

Bu günkü koşullarda eğer uzlaşı ile veya doğrudan AKP'nin taslağı ile yeni bir Anayasa teklifi TBMM'ye sunulabilir ve halkoylaması yeter sayısı alınabilirse, üçüncü bir sandığın daha  önümüze gelmesi ihtimaller arasında gibi görünüyor.

 

Geçtiğimiz Nisan ayında yazmış olduğum, "CHP Fabrika Ayarlarına!" başlıklı yazımda bu durumdan söz etmiş ve "seçim sağanağı" şeklinde tanımlamıştım!

 

Yani, özetle tekrar söylemek istiyorum ki sürpriz bir durum yok!

 

Tartışılacak, şaşıracak bir şey yok!

 

Peki, bu başlık, o zaman neden gündemin ortasına atıldı?

 

Gelin sizinle bir akıl yürütmesi (spekülasyon) yapalım...

 

Sayın Başbakan'ın yeni Anayasa konusundaki ısrarlı talebinin kaynağı öyle görünüyor ki, Başkanlık sistemi ve açılım sürecinin gereği olmasındandır.

 

O zaman, eğer yeni Anayasa bir şekilde çıkarılamaz veya çıkarılamayacağı anlaşılır ise; bu meclisten ben bunu çıkartamıyorum, o zaman bana yeni bir meclis aritmetiği gerekli diye düşünecektir, hem de hemen!

 

İster misiniz, o zaman 2013 sonbaharında, yani 3-5 ay sonra bir erken (baskın) genel seçim gündeme düşsün?!?

 

Hazır tüm muhalefet partileri de, biz seçime hazırız demişken...

 

Hatırlayınız, 3 Kasım 2002 seçimleri de aynen böyle, hiç de beklenmedik bir biçimde ortaya erken genel seçim olarak çıkmıştı...  

 

Sonucunda da, DSP, DYP, MHP, ANAP meclis dışı kalmıştı...

 

Siyaset de olmaz, olmaz!

 

Demedi, demeyin...