Evlilik, Demokrasi ve Mısır
Mursi'ye müdahale ederse kimden yana olursunuz diye sormuştum...
Gelen yanıtlar beni ürküttü!
Çoğu "Ordu" dediler...
Aslında görebildiğim, izleyebildiğim kadarı ile Türkiye'de hatırı sayılır oranda bu düşünceye sahip yurttaşımız var...
Gerekçeleri de, Mursi'nin kazandığı seçimlerde katılımın düşük olduğu, az farkla seçim kazanmış olması gibi şeyler. Aslında gerici, dinci bir rejim geleceğini öngördükleri için istemiyorlar da itiraf edemiyorlar kendilerine, bana sorarsanız...
Korkularında çok da haksızlar diyemeyiz!
İhvan'ın (Müslüman Kardeşler) pek çok uygulaması bu endişeleri haklı kılıyor.
Peki o zaman çare ne?
Toplumun arzu ve isteklerine aykırı bir düzeni hakim kılmak mı?
Elbette hayır...
Onun adı dayatmacılıktır, diktatörlüktür, totaliter düzendir!
Tam tersi yapılmalıdır.
Öncelikle Türkiye Cumhuriyetinin deneyimlerinden yararlanarak, tıpkı 2011 Eylül'ünde Başbakan Erdoğan'ın “Mübarek sonrası yeni Mısır’ın da laik bir anayasaya sahip olmasını tavsiye ediyorum” önermesine uygun bir yapılanma gerçekleştirilmeli idi.
Yapılamadı, umarız dost ve kardeş Mısır bundan sonraki dönemde bunu gerçekleştirebilir.
Ayrıca, Birinci Dünya savaşı sonrasında Sykes-Picot anlaşması ile Batı'nın bu coğrafya için öngördüğü, tasarımladığı ve neredeyse 100 yıldır sürmekte olan düzen de bu totaliter düzen zaten...
Uydurma sınırlar ve kendi atadıkları başkanlar ya da krallıklar...
Bu düzenden sağlanan gelirlerin aslan payı da bu düzeni kuranlarla uygulayıcıları arasında pay edilip gidiyor.
Şu sıralarda bu coğrafyadaki karmaşanın ana nedeni de bu!
Yeni bir "Sykes-Picot" düzeni kurup yeniden buradaki sınırları düzenleyip, gelirleri paylaşma meselesi.
Aslında geçmiş yüzyıllarda bu işler bildiğiniz savaşlarla olurdu.
Açık açık olduğu için de net olarak anlardık. Hem tarafları, hem de olup biteni...
Şimdi böyle bir durum yok!
Ne tarafları, nede ne olup bittiğini anlayabilmek kolay değil.
Biri darbe diyor, öteki devrim!
Biri Halk hareketi diyor, diğeri iç ve dış destekli komplo!
Kim kimle beraber, ittifak halinde anlaşılmıyor...
Bizim kuşağın hayatı hep darbe- devrim lafları ile geçtiği için biz bir başka bakabiliyoruz. Y-kuşağı gibi değiliz!
Ne olursa olsun, ister apoletli, ister değil darbe lafını duyduk mu tüylerimiz diken diken olur...
Kolay değil kaç tanesini yaşayarak gördük!
Sonradan hepsinin uzaktan kumandalı olduğunu anladık.
Onun için bana darbe dediler mi hep geçmişte yaşadıklarımız aklıma gelir.
Ne pahasına olursa olsun seçilmişlerin darbe ile uzaklaştırılmasına hep karşı çıkarım. Zaten darbe ile uzaklaştırılmalar da, bir süre sonra uzaklaştırılanların daha güçlenerek gelmesi ile sonuçlanır!
Demokratik düzen tartışmasız halihazırda en iyisidir.
Sorunları yok mu?
Tabii ki var!
Bir zamanlar ünlü bir artist kızımız "benim oyum ile Hakkari'deki çobanının oyu bir mi olacak" diye sormuş ve demokratlar tarafından aforoz edilmişti.
Ne yapalım, daha iyisi icat edilene kadar durum bu!
Onun için çoğunlukçu değil, çoğulcu demokrasinin peşinde olmalıyız!
Yani, ben çoğunluğu aldım herşeyi yaparım değil, azınlıktakilerin istek ve düşüncelerine de saygı duyarım diyen, bir düzen!
Hem kendimiz için hem Mısır dahil tüm bölge için...
Başlıktaki evlilik lafı ne oluyor diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
Aslında bu konuda laf söylemek tehlikelidir, adamın başını belaya sokar.
Onun için bu topa girmem, ama bir alıntı yapacağım;
Belki de durumu en iyi saptayan bir cümle!
Mursi mi, ordu mu? soruma çok değerli bir dostumun cevabını aktararak yazımı bitireyim;
"Demokrasi ve evlilik müessesesi şu anda yerlerine daha iyisi bulunamadığı için iyi kabul edilmelidir."
08.07.2013