Yazılarım
Çaka Bey

İyi bir Çeşme severim… Evim Ilıca Koyu’na bakar.
Yıllarca önce Ilıca Koyu’nun güney batısınında kalan tepelerin üzerine yelkenliyi andıran çok uzaklardan dahi çok güzel ve net görünen bir anıt yapıldı. 
 
Anıt yelken biçiminde, geceleri de muhteşem bir şekilde aydınlatılıyor. 
Evime gelen konuklar, hele de ilk defa geliyorlarsa, merakla sorarlar; Bende, bu anıtın Çaka Bey anıtı olduğunu söylerim… 
 
Bir bölümü Çaka Bey’in kim olduğunu da sorar…
Çaka Bey’in Malazgirt savaşı’ndan çok kısa bir süre sonra İzmir’de bir donanma yaparak denizlere açılmasının, özellikle denizcilik tarihimiz açısından son derece önemli olduğunu anlatırım. Çaka Bey tarafından İzmir’de inşa edilmiş olan bu donanmanın Türk tarihinde oluşturulan ilk deniz gücü olduğunu ve Çaka Bey’in de ilk amiralimiz olarak kabul edildiğinden söz eder, 
 
Sonra da, 1090’da Çaka Bey’in donanması ile Bizans donanması arasında  Çeşme ile Sakız arasında bulunan Koyun adaları civarında gerçekleşen ve Çaka Bey kuvvetlerinin zaferiyle sonuçlanan  deniz muharebesinin ise tarihimizde ki ilk olan ve zaferle sonuçlanan deniz savaşımız olarak yerini aldığını anlatırım.
 
Anadolu’nun bir baştan diğer başına Türkleşmesine ve Türk denizciliğine katkısının önemine değinirim. Türkiye’nin halen en büyük  kentlerinden olan İzmir’e bugün halen bazı kimseler tarafından  “Gavur İzmir”  denilmekte, adeta buranın  aslında Türk olmadığı  kastedilmektedir. Fakat Çaka Bey sayesinde güzel İzmir’imiz 1453 yılında fethedilen İstanbul’dan yaklaşık üç buçuk asır önce Türk olmuş bir kentimizdir.
 
Çeşme ilçemiz de bu ilk amiralimize vefa borcunu ödeyebilmek, onu en azından yeni nesillere tanıtabilmek ve hatırasını canlı tutabilmek amacı ile adına bir Kültür merkezi açmış, çeşitli meydan, cadde ve parklara  onun ismini vermiş ayrıca  Çeşme’nin her yerinden gece ve gündüz görülebilecek bir anıt yaptırtmıştır. (Bir de anıta çıkan yolları görülebilir yol işaretleri ile gösterebilseler!..)
 
Geçmişine sahip olamayan, onu nesilden nesile aktaramayan toplumlar yok olmaya mahkumdurlar. İlk-orta öğrenim gördüğümüz yıllarda, bu tip söylemleri içi boş, hamaset dolu laflar olarak algılar ve önemsemezdik…
 
İşte o yıllardan arkadaşım olan, sonra da başarılı iş yaşamı ertesinde, kendisine kâr amacı gütmeyen, toplumsal hafızamıza, gelişmişliğimize katkı verecek konulara adayan Sevgili Oğuz Aydemir’in başkanı olduğu “Türkiye Sualtı Arkeoloji Vakfı” tarafından yayınlanan “Çaka Bey” kitabı çok yakında çıkacak. 
 
Kitabın yazarı da, yine Ankara Koleji’nden okuldaşım, değerli Em. Deniz Albay Ali Rıza İşipek.
 
Oğuz Aydemir’in bugüne kadar, o kadar çok bu  tip katkıları var ki, saymakla bitmez. Gebze’deki Eskihisar Kalesi restorasyonundan, Bodrum Sualtı arkeoloji müzesine katkılarına, Çeşme Deniz Savaşı’ndan başlayarak Çeşme’ye ilişkin pek çok kitabın hazırlanmasına, Foça-Marsilya Deneysel arkeoloji brirem seyahati desteğine kadar,  burada hepsini sıralayamayacağım uzun bir liste…
 
Marifet iltifata tabidir. Onun için bunları siz değerli okurlarımla paylaşmak istedim.
 
Çok kapsamlı ve üzerinde iyi çalışılmış, iyi yazılmış “Çaka Bey”i mutlaka okumanızı öneririm.
 
23 Ağustos 2013