Ne çekiyorsak, bu düşünce tarzından çekiyoruz.

 

Soma faciasından, Türkiye’nin deprem gerçeğine kadar.

 

Hep “Bize bişi olmaz” düşüncesine sarılıyoruz...

 

Ama ne yazık ki oluyor,

 

Ölüyoruz!

 

Depremde, madende, fabrikada, şantiyede, trafikte ölüyoruz...

 

Sonra gelsin, “fıtratın da var”, takdir-i ilahi”, “kader” sözleri.

 

Oysa gereğini yapıp önlemleri almıyoruz.

 

Çünkü önlem almak rasyonel akıl gerektiriyor, pahalı bir iş, zor bir iş!

 

Geçen Cumartesi günü Kuzey Ege’de Gökçeada açıklarında ciddi bir deprem oldu.

 

İstanbul’dan İzmir’e kadar her yerde hissettik.

 

Çok şükür, insan kaybımız olmadı.

 

Türkiye’nin deprem gerçeği tekrar kendini hatırlattı, bir daha aklımıza geldi.

 

Van’dan beri unutmuştuk.

 

Malum balık hafızalıyız, olay geçince hemen unuturuz.

 

Uzmanlar, 6.5 şiddetindeki Ege depreminin Kuzey Anadolu Fay hattında mı, bağımsız mı tartışmalarını anlamsız buluyor, Marmara depremi için alarm olarak değerlendiriyor.

 

1999 Gölcük depreminin üzerinden 15 yıl geçti, ama ortada hala hiç bir şey yok.

 

Halbuki depreme dayanıklı konutlar yapılacaktı, kentsel dönüşüm için yasal alt yapılar hazırlanmıştı.

 

Kentsel dönüşüm olan az sayıdaki yere bakıyorum; sıkıntının en fazla olduğu değil,  rantın en fazla olduğu yerler ve ona rağmen sayıları da çok düşük.

 

Deprem riski olan bölgelerde yaşayanlar ise hayret edilecek bir biçimde, “bize bişi olmaz”, bizim bina sağlam diyerek kendi kendilerini kandırıyorlar.

 

Bazı kat malikleri de, kendilerine ekstra avantaj sağlamak adına işi karıştırıp, engelliyorlar.

 

Aslında, bu model yanlış, çalışmıyor!

 

İçinde halkın olmadığı, kamunun olmadığı bir sistem yürümüyor.

 

15 yıl içinde doğru-dürüst mesafe alınamamasının nedeni de budur.

 

Müteahhitle, kat malikini baş başa bırakan bir sistem, müteahhidin insafına kalmış bir sistem demektir.

 

Her kat malikinin hukuki ve teknik bilgisinin yeterli olması beklenemez.

 

Kat maliklerinin bir biçimde örgütlenerek ( kooperatif veya şirket olarak) müteahhit ile masaya oturması ve kontrol mekanizması olarak bir kamu kuruluşunu işin içine dahil edilmesi gereklidir.

 

Süratle yeni bir model üretilemez ise, “bize bişi olmaz”cılar belki rahatlarlar!

 

Fakat yeni felaketler, facialar neticesinde ölümlerle, kayıplarla karşılaşırız!

 

 

27.05.2014