Yazılarım
Siyasi Fantazi Zamanı Değil!

Yerel seçimlerden beri Cumhurbaşkanlığı seçimlerini konuşuyoruz.

 

Bundan önceki yazılarımda da yazdım; Erdoğan’ın toplumu geren, ayrıştıran söylemi ile uyguladığı kimi yanlış siyasetler, toplumdaki karşılığını azalttı.

 

Otoriter yönetimi, demokrasiyi sandıktan ibaret sayması bıktırdı.

 

Hukuk devletinin işleyişindeki aksaklıklar en üst noktaya çıktı.

 

Uluslararası ilişkilerde, ülkem zor durumda.

 

Sonuç olarak gelinen noktada, Erdoğan halkımızın en azından yarısı için itici bir unsur haline geldi ve süreç net olarak aleyhine işliyor.

 

Bu noktada;

 

Yeter ki muhalefet kendini toparlayıp, karşısına onunla başa çıkabilecek güçte, donanımlı, ülke için alternatif olabilecek bir Cumhurbaşkanı adayı çıkarabilsin!

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ortaya koyduğu “çatı aday” formülü bu bağlamda çok doğru bir yaklaşımdır.

 

Aritmetik olarak da sonuç alıcı görünmektedir.

 

Aslında siyasette sonuçlar aritmetik gibi hep aynı çıkmaz.

 

Bazen iki kere iki dört eder, bazen üç, bazen de beş!

 

Eğer yaşanmakta olan sürecin, benim gibi, AKP ve Erdoğan aleyhine işlediği kanısındaysanız, muhalefet adayı için iki kere iki beş eder.

 

Yani aritmetik sonucu aşan bir sonuç elde edersiniz.

 

Siyasette, koşullara göre değişik sonuçlar elde edilir.

 

Onu için de siyaset bilim değil sanattır,

 

Zor zanaattır!

 

Çatı adayı formülü ortaya 6 Mayıs’da atıldı,

 

Üzerinden bir ayı aşan bir süre geçti.

 

Fakat gelin görün ki hala olduğumuz yerde sayıyoruz...

 

Aday müracaatları için son gün, 3 Temmuz.

 

Yani, üç haftadan az bir süre var.

 

Ortak çatı aday arayışında artık görüşülmedik kesim de kalmadı!

 

Ortada dolaşan Cumhurbaşkanı adayı isimlerinin hepsinin de çok saygın isimler olduğu görülüyor!

 

Eminim ortada dolaşmayan benzeri daha pek çok isim de vardır.

 

Ancak, konu Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığı!

 

Gelinen noktada aday belirleme için daha fazla zaman kalmamıştır.

 

Biran önce ilan edilmesi gereken "Çatı Aday"; hem bu makamı doldurabilecek deneyime, donanıma ve bilgiye sahip olmalı, hemde yurt severliğinden kuşku duyulmayacak bir siyasetçi ve devlet adamı olmalı.

 

Siyasetçi olmalı diyorum, zira Cumhurbaşkanını halk seçecek.

 

Seçim meydanlarında, söyleyecek sözü ve AKP adayını sallayabilecek bir hitabete sahip olmalı.

 

Kampanya süresinin de kısa olduğu göz önüne alındığında, toplumun siyasi hafızasına kazınmış bir isim olmalı.

 

Tüm bu koşulları sağlayan tek isim Deniz Baykal'dır.

 

Yaşamı boyunca, “laik demokratik çağdaş Türkiye Cumhuriyeti” değer ve duyarlılıklarına, “ATATÜRK ilke ve devrimlerine” yürekten inanmış, yaşamını bu uğurda mücadeleye adamış ve hiçbir zaman ikircikli bir davranış içinde olmamıştır.

 

Dini inancı, özel yaşamının bir değeri olarak ele alan, hiçbir zaman inançlar üzerinden siyaset yapmayan, tüm dini mezhep ve inançlara karşı saygıyı bir yaşam tarzı olarak benimsemiş biridir Deniz Baykal.

 

Deniz Baykal, SHP Genel Sekreteri olarak 1989’da Kürt Raporunda imzası olan ve "insanın ırkı/kökeni onun onur kaynağıdır" evrensel ilkesi çerçevesinde şekillenen ileri demokrat görüşün sahibidir.

 

Deniz Baykal, CHP’nin Genel Başkanı olarak ideolojik çerçevesini belirlediği 1994 ve 2008 Parti Programlarında ortaya konan hem "Cumhuriyetin kuruluş değerleri ve Atatürk devrim ve ilkeleri”nin, hemde “Sosyal Demokrasinin çağdaş kural ve duyarlılıkları” çerçevesinde öngördüğü “Ulusal bütünlük içinde etnik duyarlılıklara demokratik çözüm” ve “Bireysel kültürel haklara saygılı Ulus Devlet” ilkelerinin savunucusudur.

 

Maliye Bakanlığı, Enerji Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Başbakan yardımcılığı deneyimlerine sahip bir devlet adamıdır.

 

Çok yönlü iç ve dış ilişkileri, deneyim ve birikimleri ile, Deniz BAYKAL’ın, halkımızın tüm kesimlerini kucaklayan, çok başarılı bir Cumhurbaşkanı olacağına yürekten inanıyorum.

 

Artık siyasi fanteziler ile kaybedecek zamanımız kalmamıştır!

 

CHP yöneticileri gereğini biran önce yapmalıdır.

 

09.06.2014