Oruç tutup, dini görevlerinizi yerine getirdiyseniz bayramınızı kutluyor,
Yoksa iyi tatiller diliyorum.

Bayram da yazılar genellikle, eski bayramlar üzerine yazılır.
Eski bayramlar şöyleydi, böyleydi diye; özlem dolu anılar canlandırılır.

Benim için bayramlar; annem, babam, kız kardeşim, ninem ile birlikte aile büyüklerini, amcaları, ziyaretti.
Gaziantep’in geleneksel bayram yemeği olan “yuva(r)lama”ya bayılırdım.
Aile biraz geniş olduğu için bayram ziyaretleri bitmezdi, hele bir de her gittiğimiz ev halkı evlerinde olursa, vay halimize.
Evde olmayanlara ise, geldiğimizin delili olarak babamın kartını bırakır ziyaretlere devam ederdik.
Bu sırada bize gelenler de, bizi bulamazlardı. Bayram boyunca tam bir keşmekeş giderdi.
Sonraları 70’lerin sonu, 80’lerin başında, benim girişimimle, Büyük Ankara Otelinin lobisinde ailece bayramlaşmaya başladık da kapı kapı gezmekten kurtulduk.
Bu o zaman için büyük bir değişim olmuştu.
Sonraları İstanbul’a taşınınca, ailenin İstanbul’daki mensupları ile aynı örgütlenmeyi başlattık. Artık ailenin gençleri bu işi yürütüyor.

***
Bütün bunlar geçmişte kaldı.
Benim daha çok merak ettiğim ilerdeki Bayramların nasıl kutlanacağı ile ilgili.

Dün çok ilgimi çeken bir haber okudum;
"Bilim tarihinde bir ilk daha yaşandı. Harvard Üniversitesi'nden bir araştırmacı, 53 bin 426 kelimeden oluşan bir kitabı başarıyla DNA'ye çevirdi. Bu başarı DNA'nın bir depolama sistemi olarak kullanılmasının yolunu açtı. Science dergisinde yayınlanan makalede DNA molekülleri üzerinde büyük miktarda veri depolanabileceğini kanıtlamak için yapıldı. Araştırma sonuçları DNA'nın flaş belleklerden çok daha fazla bilgiyi depolayabildiğini ortaya koydu."
"Harvard Tıp Fakültesi’nden Profesör George Church liderliğindeki üç kişilik ekip, 5.25 megabitlik içeriğin bugüne kadar yapılan en büyük kodlamadan 600 kat daha büyük olduğunu belirtti. Böylece genetik materyal üzerine ilk kez bu kadar büyük miktarda veri yapay olarak depolanmış oldu."
"Dahası böylece insanlar dev bir kütüphaneyi hiçbir zorluk çekmeden hücrelerinde taşıyabilecek. Tırnak ucu kadarlık yere dünyadaki bütün dillerin sözlükleri saklanabilecek."
“Bir gram DNA üzerine 455 milyar gigabyte veri kodlanabiliyor. Bu da 100 milyar DVD’deki veriden daha fazlası demek.”

Yani insan "flash belleğe" dönecek...

Biz gariban 20.yy, 21.yy insanları, doğduktan bir yıl sonra konuşmaya, 5-6 yıl sonra okuyup yazmaya ve öğrenmeye başlarken, belki de ileride insanoğlu doğuştan DNA’sına tüm insanlığın edindiği bilgiler sahip olarak dünyaya gelebilecek!
Bir de bu bilgileri beyinde işlenip özümsenebileceğini ve kullanılacağını hayal edebilirsek, olabilecekleri düşünün…
Bu durum insanlar arası bilgi eşitsizliğini ortadan kaldırmış olacak.
Bilgi eşitsizliğinin yok olmasının nasıl bir dünya yaratacağını, tüm bireylerin eşit düzeyde ve tam olarak bilgili olduğunu düşünebiliyor musunuz?
Malum bilgi para demek, servet demek.

Gelir ve servet eşitsizliği de en alt seviyeye inerse, bir çuval kömürle ya da erzakla oy almakta çok zorlaşır…

O zaman insanları yönetmek ve yönlendirmek ne kadar zor olur!

Halbuki şimdi kolay.
Uygulanan siyaset yöntemi ortada: Güzel insanlarımızın saf ve temiz dini inançlarını istismar et, yönlendir!

Sanki dini inanç insanın en özel alanı değilmişçesine, hoyratça istismar et!

Ramazan geldi mi, ver iftarları...
Oruç tutup tutmadığın önemli değil...

Söylemi dinileştir...

Hatta benden, parti yöneticilerine bir öneri; iftarla yetinmeyin, sahurları da gösterişli biçimde tertipleyin.

İnsanları istismar et, oyunu al, yönet!
Bu dönemin yöneticilerinin işi kolay...
İleride çok zorlaşacak...
Bu günkü gibi olamayacak...
Bugünün yöneticileri çok şanslı…

Benden söylemesi!

Hepinize sevdikleriniz ile beraber geçireceğiniz iyi bir bayram ve sonrasında da bayram tadında günler diliyorum...

 

Kaynak URL (18.08.2012 - 17:51 tarihinde yazdırıldı): http://www.ulus923.com/flash-bellek-insan-ile-bayram-51706n.htm