Neden mi?

 

Tam da dediğini yaptı da, ondan!

 

“Dindar nesil yetiştirmek” hedefindeki AKP, bu hedefe ulaşmak için uzun yıllar uğraştıktan sonra, aşağı-yukarı son adımını da attı.

 

Başbakan Yardımcısı Arınç  "Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullardaki öğrencilerin kılık ve kıyafetlerine dair yönetmeliğin 4. maddesinin birinci fıkrasının E bendinde yer alan 'başı açık' ibaresi ile aynı bendin son cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır." dedi.

 

Ertesi gün Milli Eğitim Bakanı Avcı da “Ana okul ve ilkokullar söz konusu değil. Bu yönde yapılan haberler de doğru değil. Bu daha çok lise öğrencilerini ilgilendiren uygulama." şeklinde bir açıklamada bulundu oldu.

 

Yazımın girişinde "aşağı yukarı son adım" olarak nitelendirmemin nedeni, bugüne kadar bunun gibi yapılan tüm açıklamaların sonrasını biliyoruz.

 

"Dindar nesil yetiştirme" projesi yürüyor fakat şimdilik hala ana okul ve ilkokulda başörtüsü özgürlüğü (!?!) yok!

 

 

Bir proje gerçekleştirildiğinde, gerçekleştirenler kutlanır!

 

Dindar gençlik projenizi gerçekleştirdiğiniz için sizleri kutluyorum!!!

 

Ama tersten!

 

Bir de özgürlük adına bunu yapıyoruz denmiyor mu, işte o zaman çıldırmamak, çileden çıkmamak elde değil!

 

Daha kendi kararlarını verebilecek, değerlendirmelerini yapabilecek donanıma erişmemiş ufacık çocukların beynini bir takım dogmatik bilgilerle, şekillerle, doldurup bir yaşam biçimi dayatmanın neresinin özgürlük olduğunu sorarım size?!?

 

Aslında olan, tam da tersini yaparak gencecik beyinlerin serbest düşünme ve seçme özgürlüklerini elinden almaktır!

 

Siz bu yolla ancak “biat eden”, “itaat eden” bir nesil yetiştirmek istiyorsunuz!

 

Öyle olursa, yaptığınız yanlış işleri kimse sorgulamaz diye düşünüyorsunuz!!

 

Zaten devr-i iktidarınızda olanları halkın "sandık" çerçevesinde onaylamasının, kabul görmesinin, kanıksamasının en büyük sebeplerinden biri de budur!

 

Sandık da demokrasinin tek koşulu imiş gibi bir algı yaratıyorsunuz…

 

Soran, sorgulayan, rasyonel akla sahip, analitik düşünebilen insanlarımız çoğunlukta olsa bu işleri becerebilir miydiniz?

 

Bu seçimleri alabilir miydiniz?

 

Bu gün Ortaokula başlayan çocuklarımız 6 yıl sonra liseyi, 10 yıl sonra üniversiteyi bitirmiş olarak yaşama katılacaklar.

 

Anlaşılıyor ki, sizin Yeni Türkiye’den anladığınız buymuş!

 

2023 hedefiniz de böyle bir toplummuş!

 

Zorunlu din dersleri ile başörtüsünü çocuklara kadar yaygınlaştırarak din esaslı bir devlet meydana getirmek.

 

Ama işiniz her zaman kolay olmuyor ve olmayacak.

 

Daha geçenlerde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türk vatandaşı Mansur Yalçın ve 14 şikâyetçinin 'zorunlu din dersi' ile ilgili Türkiye aleyhinde yaptıkları şikâyeti haklı bularak, Türkiye'yi "zorunlu din dersleri sistemini değiştirmeye" mahkûm etti.

 

Kararda, istemeyen öğrenciye Din ve Ahlak Bilgisi dersine girmeme hakkı verilmesine hükmedildi.

 

Tabii, AKP bunu da hasıraltı etmeye çalışacak!

 

Sinyalleri kararın ertesi günü hemen geldi bile.

 

Başbakan Davutoğlu ne alakası varsa, “Ben Marksist değilim ama Marksizmi öğrettiler” diyerek, din dersinin zorunluluğunu savunmaya çalıştı. Sanki verilen mahkûmiyet kararının açıklaması ile herhangi bir alakası varmış gibi. Üstelik kendisi "Prof." ünvanlı bir akademisyen.

 

Bir bölüm basında, AİHM kararını dini yasaklıyormuş gibi verdi.

 

Hele hele, Avrupa ülkelerinde öğrencilerin “otobüslerle kiliseye götürülmesi” örneği daha da akla ziyan bir örnekti.

 

Sanki bizde yasakmış gibi ya da dine ve dinin öğretilmesin karşı çıkan varmış gibi.

 

 

Bence halkımız artık bir karar vermeli;

 

Din esaslarına dayalı bir devlet düzeni mi, laik bir devlet düzeni mi?

 

Bu gün Türkiye Cumhuriyeti Ortadoğu’daki kaotik yapı içine girmedi ise, milyonlarca insanını kanlı kavgalarda kaybetmedi ise,  bilinmeli ki, bu laiklik sayesinde olmuştur. Laiklik ilkesinin olmadığı her şeyin din üzerinden, mezhep üzerinden düşünüldüğü, yöneltildiği, yönlendirildiği yerlerde olup-biteni görüyoruz.

 

Aslında bu kararı, bir asır önce Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde vermiştik!

 

Ama ne yazık ki geldiğimiz noktada, bu karar tekrar tartışılır hale geldi.

 

İşin en acıklı yönü de, laik devlet diyenleri temsil edecek bir siyasi parti artık yok!

 

Var diyen beri gelsin!..

 

 

23.09.2014